Yani sen de denizsen be Marmara,
İki boğazın var diye göl demiyorlarsa sana,
Canına okurum ben böyle işin.
Haberin var mı ben altı boğaza birden bakarım,
Benden sorulur Elif'imin,
Benden sorulur dört şeytanımın karın tokluğu.
Senin İstanbul'un okula gider mi, kağıt kalem ister mi?
Çanakkale'nin çocuk felci, yatak yorgan yatması var mıdır?
Adalarından birinin bile ah Marmara kara mıdır bahtı?
Yani sen de denizsen Marmara,
Otur hesapla bak, üç kere daha denizim senden,
Ama bana deniz diyen yok o başka dava.
Sarıyer'in oralara mavi bir nokta koyan yok,
Atlaslara falan da yazılmaz tüh ki adım .
Ne dersen de dünya tersine dönüyor Marmara,
Seni boğazlar besliyor iki ucundan,
Ben de altı boğazı ay ortası biten maaşla.
Kızıp köpürme ama,
Hiç deniz görmesek yutardık belki Marmara...
Akgün AKOVA
5 yorum:
Eğer "Alakalı çağrışım" kafasına bağlanırsak, bu şirin altına Cemal Süreya'nın "Uçurumda Açan" şiirinden şu dörtlüğü de ekleyebilmemiz mümkün:
"Selam size büyük durumlar, doruk anlar
Dağ görgüsü kazanır Ağrı'yı bir kez görse de kişi
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği
Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar"
kaş göz arasında çıldırıyosun.
her şeyi birbirine bağlamaya çalışıyosun.
bu arada ben meks.
sunay akin a donustugunun farkindasindir umarim.
atıf müthiş tespit.ben sakat bu arada.
Atıf bu yorumunu okuduğumdan beri ciddi ciddi kendimi sorguluyorum ben neyim ve nereye gidiyorum diye.
Yorum Gönder