13 Kasım 2012 Salı

Olmasaydın Olmazlardı

      Kurtuluş Savaşı sonrası Ankara'da yeni Millet Meclisi binası inşaatı sona erer,  ancak o dönem ülke sınırları içinde kiremit bulunamadığı için çatı bir türlü tamamlanamaz. Bunun üzerine Mustafa Kemal Ankara'da yapı malzemeleri satan genç tüccar Koçzade Vehbi'ye bu durumu sordurtur. Koçzade Vehbi, kiremit işini halledeceğini söyleyerek TBMM'den hatırı sayılır bir avans alır. Bu avans ile Ankara'da kapı kapı dolaşarak evlerin çatılarındaki sağlam kiremitleri satın alır ve sonrasında da bunları TBMM'ye satar. 
      Böylece genç Vehbi hem ilk önemli parasını kazanır ve kendisini "Vehbi KOÇ" yapacak yolu açar, hem de bulduğu bu pratik ve girişimci çözümle Mustafa Kemal'in de gözüne girer. Bundan böyle Cumhuriyet dönemi boyunca devletin yapacağı tüm işler ve alımlarda Vehbi Bey ve onun şirketlerine öncelik verilecektir.





      Dolayısıyla Koç Grubu'nun 10 Kasım'da verdiği ve çok tartışılan o reklamın arka planında Türk milletinin var olma hikayesinden ziyade, sırtını cumhuriyet yönetimine dayayarak, maddi-manevi aldığı büyük devlet destekleriyle bugünkü konumuna ulaşmış olan bir ekonomik devin var olma hikayesi ve  o "dev"in, onun bugünkü  konumuna ulaşmasını sağlayan adamı anmak istemesi yatıyor. Aslında sosyal medyada çok tartışılan ve hatta sıklıkla övülen "Koç Ailesi'nin Atatürkçülüğü" de bundan ibaret.

1 yorum:

ata_mert dedi ki...

link kırık

Yorum Gönder