5 Mart 2010 Cuma

Yaşa Büyük Usta !

Bize ailenin, aile onurunun, sevginin ne olduğunu, ailenin şerefini korumak için neler yapılabileceğini çok küçük yaşta öğreten, yine mahmut hoca rolüyle hem otoriter hem de herkesin saygı duyduğu idealist bir öğretmen nasıl olur gösteren, tiyatro ve sinemamızın en büyük isimlerinden, mahmut hocamız, turşucu kazım ustamız, yaşar ustamız, ikinci babamız Münir Özkul Kültür Bakanı Ertuğrul Günay tarafından hastanede ziyaret edilirken, aylar sonra ilk defa görüntüleri medyada yer aldı. Sen ne olursa olsun aklımızda hep filmlerindeki gibi şefkatli baba görüntünle kalacaksın. Çok yaşa büyük usta !




"bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, herseyin var. binlerce kişi calışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak! yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak! ama nasıl yakışmasın! sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum. hıh, sen, büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi saim bey! sen mi büyüksün! hayır, ben büyüğüm! ben, yaşar usta! sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun! dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun, vururum ve dönüp arkama bakmam bile"

(Bizim Aile - 1975)

26 Şubat 2010 Cuma

İhsan Doğramacı


Hayatta bazen öyle büyük bir yanlış yaparsınız ki sonrasında ne kadar doğru işler yaparsanız yapın herkes sizi o yaptığınız büyük yanlışla hatırlar. Sanırım İhsan Doğramacı'nın vefatının ardından herkesin doğal olarak onun YÖK'ün kurulması ve sonrasındaki 10 yıllık başkanlık döneminde yaptıklarını anarken hiçkimsenin Bilkent Üniversitesi'nden bahsetmemesi bunun en büyük örneği - ki ortada böyle büyük bir yanlış varsa diğer tüm doğruları götürmesi de muhakkaktır -.


İhsan Doğramacı 95 yaşında hayata veda etti. İhsan Doğramacı'yı yaratan sürecin başı ise hala yaşıyor. Umarım onun ölümü bu kadar acısız ve rahat olmaz.

Türkiye'nin en zenginleri 2009

Forbes Dergisi her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin en zengin 100 ismini açıkladı. Şimdilik sadece listeyi buraya alıyorum daha sonra fırsatım olursa ayrıca incelerim fakat ilk anda dikkatimi çekenler Aydın Doğan'ın büyük ekonomik gerilemesi(vergi borcu ödemesinden dolayı), Şarık Tara'nın geçtiğimiz sene yaşadığı büyük ekonomik kayıptan sonra kendini toparlayarak hızla büyümesi(fakat hala 2007deki seviyesinden çok geride) ve BİM'in sahibi Mustafa Latif Topbaş'ın milyarderler kulübüne girmesi oldu.










21 Şubat 2010 Pazar

Haftanın Şiiri : Pülümür'ün Yaşsız Kadını



Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu
Yaşını sordum bir giz gibi güldü
Kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
Yüzüne baktım bir giz gibi güldü

Bir asa vardı elinde
Bir solmuş kırallığın
Kadifeden harmanisi üzerinde
Bir hititliydi o bir selçukluydu
Bir ermeniydi bir kürttü
Bir türk

Yaşını sordum bir giz gibi güldü
Koluma girdi bir soylu kadınca
Tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini
Beni tek gözlü sarayına götürdü
Köy yapısı kulübesinin

Zamanı onda yitirdim ben
Yitik zamanlara onda eriştim
En soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında
Bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim
Bülent ECEVİT

10 Şubat 2010 Çarşamba

O son ihaleyi almayacaktık...


Zenginlerden aldığı destekle iktidara gelen ve sonrasında kendi zenginlerini yaratan hükümetin eski zenginlere ihtiyacı kalmamış olacak ki onları birer birer bitirmeye çalışıyor. Önce Aydın Doğan'ı bitirdiler ( Adam yıllarca SüperLig ihalesine hazırlanmışken son aylarda gelen bir vergi cezası tüm planları alt üst etti.), şimdi ise sıra Türkiye'nin en başarılı, en vizyon sahibi işadamlarından biri olan Mehmet Emin Karamehmet'e geldi. Fakat bu sefer işleri kesinlikle daha zor. Karşılarında defalarca "bu sefer bitti" denirken küllerinden doğmuş bir işadamı var. Bakalım bu savaşın sonucu ne olacak ?
Bu arada Karamehmet'e hapis cezası haberinde ilgimi çeken son paragraf ise şu;
"Sanıklardan iş adamları Dinç Bilgin ile Cavit Çağlar hakkındaki davalar ise zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düştü. "
Nasılsa Cavit Çağlar ve Dinç Bilgin bu saatten sonra tekrar zengin olup bir tehdit (!) oluşturamazlar...

8 Şubat 2010 Pazartesi

TOYOTA ve Japonlar



Öncelikle şunu söyleyeyim, ne olursa olsun hala piyasadaki en güvenilir markalardan birinin TOYOTA olduğunu düşünüyorum. Çok ufak bir sorun olmasına rağmen milyonlarca arabanın geri çağırılması ve bu sırada maddi kaybın hiç düşünülmemesi bir kere daha bu düşüncelerimi doğruladı. Fakat bana tuhaf gelen bir şey var, bu TOYOTA bir japon firması ve yöneticileri de japon ve normalde böyle bir durumda bu japon yöneticilerin harakiri yapması gerekirdi. Fakat bu kadar olaya rağmen hala intihar eden TOYOTA yöneticisi haberi okumamamız garip değil mi ?

31 Ocak 2010 Pazar

Yetmez Yıldırım Demirören


Galatasaraylıyım ama Özhan Canaydın'ın 3. kez başkan seçilmesine tanık olduğum için şu an Beşiktaşlı kardeşlerimin neler hissettiğini çok iyi anlayabiliyorum. Ne diyeyim, Allah kurtarsın. Son aldığım habere göre Gaziantepspor taraftarları sokaklara çıkmış Demirören'in 3. başkanlık dönemini kutlamaya başlamışlar...

30 Ocak 2010 Cumartesi

Cemal Süreya




I


Buzdağına çarptın mı bilmiyorum
ama Titanik gibi oldu batışın
bir sen vardın çünkü
şiirin dört bacalı şairi


Dalgaların kıyıya vurduğu
eşyalarını toplama telaşında
imgenin derin sularına
nefesleri yetmeyen lodosçular


Bir gemi gibi batmak
yakışırdı sonuna
filikaya biniş sırasına benzeyen yaşantının:
- Önce çocuklar
ve kadınlar


II


Gülcemal vapurunu hiç görmedim ama
tanıdığım Cemal gül idi...


Sunay Akın

28 Ocak 2010 Perşembe

Sezar'ın Hakkı Sezar'a

...
13 Daha sonra İsa'yı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla Ferisiler'den ve Hirodes yanlılarından bazılarını O'na gönderdiler.
14 Bunlar gelip İsa'ya, "Öğretmenimiz" dediler, "Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?"
15 Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Beni neden deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım."
16 Parayı getirdiler. İsa, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu. "Sezar'ın" dediler.
17 İsa da, "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin" dedi. İsa'nın sözlerine şaşakaldılar.

Markos 13-17

Sokakta bedavaya dağıttıkları İncil'i alıp okumanın faydaları : Bugün "Sezar'ın hakkı Sezar'a" deyiminin İncil'den geldiğini öğrendim.

Salinger (1919-2010)


"Bir kitabı okuduktan sonra yazarını telefonla arayıp saatlerce konuşmak istiyorsam o iyi bir kitaptır".


Holden Caulfield


Ergenlik dönemimin en büyük kahramanı Holden Caulfield yetim kaldı. J. D. Salinger bugün, 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Geride onunla telefonda saatlerce konuşmak isteyen ve çavdar tarlalarındaki kutsal savaşlarını sürdüren milyonlarca genç bırakarak...