7 Kasım 2012 Çarşamba

Hastasıyız Buz Adam!





Team Radio: Ok Kimi, next car behind you is Alonso, Alonso 5 seconds behind you, I will keep you updated on the gap, I'll keep you updated on the pace.
Kimi Raikkönen: Just leave me alone! I know what to do!
Team Radio: Ok Kimi we need to keep working all four tyres please, keep working all four tyres.. 
Kimi Raikkönen: Yes, yes, yes, yes I'm doing it all the time, you don't have to remind every second!


Bize her yarışta efsaneliğin şampiyonluk sayısı ile alakalı olmadığını göstermeye devam eden asi Finlandiyalı; iyi ki pistlere dönmüşsün! Sen hep yarış, hep kazan, kendi ekibine de rakiplerine de ayar vermeye devam et, biz de hep izleyelim seni!

6 Kasım 2012 Salı

Olmayan kelimeler - 2

"Olmayan Kelimeler" konulu 2012 Metis Ajandası'ndan ilham alarak..

"Erkek evlatların aynı babaları gibi davrandıklarını , bir şeyi aynı babaları gibi yaptıklarını veya gittikçe babalarına benzediklerini fark ettikleri an"   anlamına gelen bir kelime olmalı..

1 Ekim 2012 Pazartesi

O Sırada Bir Yerlerde...



1980 öncesi Türk siyasetine damga vuran ve "Mahşerin dört atlısı" olarak anılan 4 siyasetçiden birinin cenazesi.. Cenazenin başında namaz kılan diğer 3 siyasi rakibi ve tabi ki halefi.. Siyaset yaptıkları süre boyunca asla birleşmeyi başaramayan bu 4 ismi hayatın kaçınılmaz tek gerçeği olan ölüm birleştiriyordu..

22 Eylül 2012 Cumartesi

İşte biz futbolu bu yüzden seviyoruz!



"Metin (Oktay) abiyi gerçek bir aşkla sevdim. Onun incinmesi benim için üzüntü kaynağıydı. Futbolu bıraktığımda, Metin abi benim durumumun kötü olduğunu duymuş, Nuri Kurtcebe’yle bana haber gönderiyor, “Metin bana gelsin” diyor. Neden çağırdığını tahmin ediyorum. Jübile yapmadım, para durumum kötü, bana mutlaka bir şey yapacak. Ya jübile, gece filan ya da Galatasaray zenginlerinden bana bir şey uyduracak. Beni ekonomik olarak sağlama alacak. Bunu bildiğim için gitmiyorum. Bir gün Nuri’yle Gazeteciler Cemiyeti’nde içerken “Bu adam çok gururlu, gelmeyecek. En iyisi biz gidelim, bulalım. Beyoğlu’nda nereye gider” diyorlar. Benim gittiğim yere geliyorlar. Beyoğlu’nda "Kadıköy" diye Sevgi Abla’nın yeri vardı, oraya giderdik. İçeri girdiğin zaman barı biraz kuytuda kalır, arkadaşlar önden girmiş, ben biraz arkada kalmıştım; sırtıma bir yumruk yedim! Arkamı döndüm ki, Metin abi karşımda duruyor. “Haber gönderiyorum, niye gelmiyorsun” dedi. “Abi geleceğim de…” falan dedim ama… “Bırak şimdi! Ben senin abin değil miyim, sen sadece kendini mi solcu zannediyorsun!” O gece sabaha kadar oturduk Metin abiyle. Söz almadan gitmek istemiyor. Sonunda “tamam” dedim. İllâ bana para kazandıracak... "

Metin Kurt

10 Eylül 2012 Pazartesi

Olmayan kelimeler - 1

"Olmayan Kelimeler" konulu 2012 Metis Ajandası'ndan ilham alarak...

Şu anlama gelen bir kelime olmalı:

"İnsanın iyilik olarak yaptığı bir işin bir süre sonra adeta görevi haline gelmesi/getirilmesi."

12 Temmuz 2012 Perşembe


ORTA İKİDEN AYRILAN ÇOCUKLAR İÇİN ŞİİRLER

Sivil ölümden konuşuyoruz dağılan neftilikler
arkadaşlar Makedonyalı kalın usta marangozlar.
Kapaklanır bir adam daha kaçıncı, aktığımızı görünce
ters çevrilmiş kente karşı işte onun denizlerine
delikanlı kostaklarımızı çıkarmış ve ırmaktır.

Erkek ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan
dahi "dikeni seven gülüne katlanır bir kadın"dan.
Haramiler ki kırkın üstünde artık sayıları
bir küçük tabut tabakada gezdirirler ölüleri fakfon
burunları çekmek üzre, ince çağrışımlıdır.

Ey orta ikiden ölerek ayrılan çocuklar! aslında başlayan
askerler tabiatta hâlâ tramvaydan Sirkeci'de mi inerler?
süsüne kaçılmamış bir cenaze törenine gitmek için.




Türk şiirinin en sivil, en etikçi şairi, dili yeniden yaratıp adına sözlükler yazdıran büyük usta, vakitsiz Üsküdarlı Ece Ayhan'ı "cehennet"e uğurlayalı bugün tam 10 sene olmuş. 

12 Haziran 2012 Salı

O Sırada Bir Yerlerde...


Paris'i ele geçiren Hitler, kurmaylarıyla birlikte şehir turu atarak adeta bir güç gösterisi yapmaktadır, başardığı işin büyüklüğünden kaynaklanan gurur ve inanılmazlığından kaynaklanan şaşkınlıkla karışık bir surat ifadesi ile ..


Fotoğraf: Hitler in Paris, The Guardian, Haziran 1940

3 Haziran 2012 Pazar

Haftanın Şiiri: "Eski Denizlerden Kim Kaldı"

Yani sen de denizsen be Marmara,
İki boğazın var diye göl demiyorlarsa sana, 
Canına okurum ben böyle işin.
Haberin var mı ben altı boğaza birden bakarım, 
Benden sorulur Elif'imin,
Benden sorulur dört şeytanımın karın tokluğu. 
Senin İstanbul'un okula gider mi, kağıt kalem ister mi? 
Çanakkale'nin çocuk felci, yatak yorgan yatması var mıdır? 
Adalarından birinin bile ah Marmara kara mıdır bahtı?

Yani sen de denizsen Marmara,
Otur hesapla bak, üç kere daha denizim senden, 
Ama bana deniz diyen yok o başka dava.
Sarıyer'in oralara mavi bir nokta koyan yok, 
Atlaslara falan da yazılmaz tüh ki adım .
Ne dersen de dünya tersine dönüyor Marmara, 
Seni boğazlar besliyor iki ucundan,
Ben de altı boğazı ay ortası biten maaşla. 

Kızıp köpürme ama,
Hiç deniz görmesek yutardık belki Marmara... 

Akgün AKOVA

16 Mayıs 2012 Çarşamba

She was married to the Bosphorus ..

      Günlerden bir gün, tanrılar tanrısı ulu Zeus, karısı Hera'nın rahibelerinden güzeller güzeli İo'ya aşık olur. Lakin ne kadar tanrı da olsa, o da her erkek gibi karısının gazabından korkmaktadır ve Hera'ya yakalanmamak için kendisini buluta, İo'yu ise güzel ve beyaz bir ineğe çevirerek onunla birlikte olur ve hamile bırakır. Fakat koskoca Hera bu, kaçın kurası, anında durumdan şüphelenir ve kocası Zeus'a giderek bu ineği ona hediye etmesini ister, bizim light Zeus da hemen "Peki karıcığım" diyerek ineği Hera'ya verir. Hera ineğe dönüşmüş olan İo'nun başına 100 gözlü korkunç bir devi bekçi olarak diker. Diker dikmesine ama, tam bu noktada Hermes devreye girer ve tarihin ilk "erkeklerarası dayanışma" örneklerinden birini göstererek 100 gözlü devi öldürür ve Zeus'un İo'yu kaçırmasına yardım eder. Tabi bunu duyan Hera küplere biner ve hemen dev bir at sineği yaratarak onu İo'ya sokarak öldürmekle görevlendirir. Bunun arkasından sinek kovalar inek kaçar, inek kaçar sinek kovalar ve böylece İo ve at sineği bütün dünyayı dolaşırlar. İo'nun at sineğinden kaçarken üzerinden geçtiği ilk topraklara "İo'nun ülkesi" anlamında "İonya", İo'yla sineğin ilk geçtikleri geçide ise "İnek Geçidi" anlamında "Bosphorus"  adı verilir. Bugün bildiğimiz adıyla güzeller güzeli Boğaziçi'miz..



Fotoğraf: Aydın Sert


      Sonra ne mi olur? Zeus tanrısal güçlerini kullanarak Hera'nın yarattığı at sineğini yok eder ve İo'yu da tekrar eski haline döndürür. Zeus'tan hamile kalan İo'nun Koressa adında bir kızı olur. Koressa ise Denizler Tanrısı Poseidon ile evlenir ve Byzas adında bir oğulları olur. Byzas yıllar sonra anneannesi İo'nun geçtiği Bosphorus bölgesine gelir ve oraya yeni bir şehir kurar. Şehre kurucusunun isminden hareketle "Byzantion" adı verilir. Sonrası da hepimizin az çok bildiği, Byzantion'dan Konstantinopolis'e, oradan İstanbul'a, oradan da bir şehir üzerine yazılıp bestelenebilecek en güzel şarkılardan birinin yapılmasına, videodaki şahesere giden bir serüven. İnsanın içindeyken bile özleyebildiği bir şehre duyulan aşk ve bunun kilometrelerce öteden, bambaşka bir dilde ifade edilebilmesi.


5 Mayıs 2012 Cumartesi

Yatakhane Hayatı Böyle Bir Şey Değil


Yatılı okulda hayat bu videodaki gibi oluyorsa biz 5 sene nerede okuduk? Nerede Ramço'nun yatakhanenin girişindeki kaloriferin üstüne koyduğu eski radyonun sesi ve koridordaki yankısıyla zar zor uyanmak, nerede Hababam Sınıfı gibi uykunu alıp neşeyle, şarkı söyleyerek uyanmak?